Rahim duvarı kalınlığı, özellikle son yıllarda daha sık gündeme gelen bir konudur. Bu durumu temelde iki şekilde değerlendirmek mümkündür:
Normal şartlarda, doğurganlık çağında olan her kadının rahim duvarı her ay doğal olarak kalınlaşır. Yumurtlama sonrası salgılanan hormonlar, rahmi olası bir gebelik için hazırlar. Bu süreçte rahimde, bebeğin yerleşmesine uygun bir “yastık” oluşturulur. Eğer o ay gebelik gerçekleşmezse, rahim duvarı dökülerek adet kanaması oluşur. Yani doğurganlık çağındaki kadınlarda rahim duvarının her ay kalınlaşıp adetle birlikte incelmesi tamamen normal bir durumdur.
Ancak menopoz döneminde bu durum değişir. Menopozla birlikte yumurtalık fonksiyonları sona erdiği için hormon üretimi durur. Bu nedenle menopozdaki bir kadında rahim duvarının kalınlaşmaması gerekir. Menopoz sonrası dönemde rahim duvarında kalınlaşma gözlenmesi ise patolojik bir duruma işaret edebilir ve bu durumda doku örneği (biyopsi) alınması gerekebilir.
Bunun yanı sıra, doğurganlık çağında da bazı durumlarda müdahale gerekebilir. Adet dönemi sona erdiği halde rahim duvarının hâlâ kalın olması, adetlerin uzun sürmesi, rahim içinde dağınık ve bulanık bir görünüm (heterojen yapı) saptanması veya polip şüphesi gibi bulgular varsa, bu durumlarda da parça alınarak değerlendirme yapılması gerekebilir.